Meditasyon kesinlikle bir inanç sistemi değildir; yani meditasyon inanılması gereken bir uygulama olmayıp, dünyadaki en saygın bilimsel kurumlarca yararları kanıtlanmış olan, beden, zihin ve ruhun eş zamanlı olarak fayda gördüğü bir şifalandırma tekniğidir.
Yaşamın çok hızlanmış olduğu çağımızda şaşırtıcı olmayan bir biçimde artan sayıda kişi stres, endişeli hal, ego’nun yarattığı korkular, uykusuzluk ve kronik sağlık sorunlarından şikayetçi ve çoğumuz zihnimizi sakinleştirmenin, zihni huzura kavuşturmanın yani dingin bir zihnin arayışı içindeyiz. Meditasyonun beden, zihin ve ruh sağlığımız üzerindeki olumlu etkileri Harvard Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology, Yale Üniversitesi, Massachusettes General Hospital’e bağlı olan ‘Benson-Henry Beden ve Zihin Tıbbı Enstitüsü’ vb. gibi bilim dünyasındaki önemli kurumlarca yapılan birçok bilimsel araştırma ile kanıtlanmıştır.
Bu araştırmalardan bir çoğu düzenli meditasyon sayesinde çağımızın en önemli hastalık kaynağı olan, stres kaynaklı hastalıklara karşı panzehir olarak uygulanan meditasyonun sağladığı yararları ve beyinde oluşan nöro-plastisite değişimini kanıtlayan araştırmalardır.
Bu sebeple bilim dünyasında meditasyon uygulaması artık ‘Strese Karşı Panzehir’ olarak adlandırılmaktadır. Beyindeki nöro-plastisite değişimi ise, düzenli meditasyon ile beyindeki nöronların birbirleri ile bağlantı şekilleri ve ilişkilerinin evrimleşme yönünde hızlı bir değişim gösterdiği ve bununla beraber beynin kimyasınin da değiştiği anlamına gelmektedir. Yani meditasyonun beynin fiziksel yapısını ve zihnimizin çalışma şeklini olumlu olarak değiştirdiği kanıtlanmıştır.
Günümüzde doktorlar stresin birçok hastalığın başlıca sebeplerinden biri olduğunu söylüyorlar. Her ne kadar meditasyon kendi başına bir tedavi olarak düşünülmemesi gerekse de, yapılan bu araştırmalar meditasyonun birçok sağlık sorununa iyi geldiğini ortaya koyuyor.