Beynin Tezahür Yeteneği
Beynimiz kendi kendini iyileştirme ve yeniden şekillenme özelliğine sahip olan, doğanın bize verdiği en güzel hediyelerden biridir. Beynimizin kapasitesini kullanarak sonsuz olasılıklar alanına girip özgür irademiz, seçimlerimiz, niyetlerimiz aracılığı ile tezahür yasasını çalıştırmaya başlayabiliyoruz.
Quantum Fizikçileri Vedik bilgilerde yer alan tezahür yasası konusunda hemfikirdirler. Buna göre insan beyni madde ve durumları yaratırken 3 ana basamağı kullanır:
Niyet (Intention) ► Dikkat ( Attention) ► Tezahür (Manifestation)
Niyetin Gücü
İlk basamak olan Niyet her şeyin başlangıcıdır. Hayallerimize ve arzularımıza kavuşmak için önce niyet etmeliyiz.
Niyeti nasıl yapacağımız da çok önemlidir. Bu konuya ilerleyen bölümlerde detaylı değineceğim. Meditasyona başlamadan önce de ilk olarak niyet yaparız. Çünkü niyetsiz başlanmış bir meditasyonun merkezi sinir sistemini rahatlatarak, stres yönetimi sağlamasından öteye bir faydası olmaz.
Önce niyet eder, ardından gerçekleşmesi için niyet ettiğimiz konuya dikkatimizi vererek enerji akışını yöneltiriz. Enerji akışını yöneltmek her gün bu niyetinizle ilgili olarak bilinçli bir eylem ve aktivite içinde bulunmanız yani hedefe hizmet eden, kaliteli zaman ayırmanız demektir. Enerjinin aktığı noktada ise yaratım yani tezahür başlar. Buna enerjinizi niyetleriniz doğrultusunda biçimlendirmek de diyebilirsiniz.
Niyet Sonsuz Olasılıklar Alanı, Dikkat ise Enerjidir.
Dikkat çekmek istediğim diğer bir nokta ise şu, beyniniz yapamayacağınızı düşündüğünüz bir şeyi gerçekten de yapamaz. Bu nedenle önce beyninizin gelişim kapasitesine inanmanızı tavsiye ederim. İnanmayarak, inanmaya inanmaya bir şeyi gerçekleştiremezsiniz. Bu kuralı bozan bazı farkındalık egzersizleri mevcut tabii. Örneğin meditasyon gibi. Meditasyon teknolojisine ister inanın, ister inanmayın düzenli yaptığınız sürece insan bedeninde işleyen bir software program olarak faydalarını deneyimlersiniz ve meditasyonun faydasına inanmak zorunda değilsinizdir fayda görmek için. Bu konuyu da ilerleyen bölümlerde detaylı olarak anlatacağım. Şimdilik sadece şunu söylemeliyim ki hayatımızda bir şey yaratmak, bir hayalimizi gerçekleştirmek istiyorsak onun gerçekleşeceğine inanmak, önce o doğrultuda niyet etmek ve niyet edilen konuya tüm dikkat ve enerjimizi yöneltmek tezahür yasasının ilk basamaklarıdır.
Beyninizin hem yöneticisi, hem mucidi, hem öğretmeni, hem de kullanıcısı sizsiniz ve iyi haber şu ki beyniniz sonsuz adaptasyon yeteneğine sahiptir.
• Bir yönetici olarak ona günlük işlerinizi vermekten,
• Bir mucit olarak bir önceki gün içinde var olmayan yeni yolları ve bağlantıları yaratmasından,
• Öğretmen olarak yeni yetenekleri öğrenmek üzere onu çalıştırmaktan
• Ve kullanıcı olarak da onun iyi ve düzenli çalışmasından sorumlusunuzdur.
Siz ondan daha fazlasını istedikçe, o da daha fazlasını mucizevi bir şekilde verme yeteneğine sahiptir. Doğduğumuz zaman kalbimizin ve karaciğerimizin tüm potansiyeline sahip olarak hayata başlarız, onları yaşam tarzımıza dikkat ederek sağlıklı tutmak ve dengede çalışmalarını desteklemek haricinde kapasitelerini geliştirebilecek herhangi bir ek uygulama yapamayız. Ama beyin öyle değildir. Beyniniz yaşamınız boyunca evrim geçirme ve kendini geliştirerek, sürekli bir üst versiyona geçme kabiliyetleri ile donanmıştır.
Yaşamınıza sahip olduğumuz yetenekler açısından baktığımızda doğduğumuz andan itibaren emeklemek, yürümek, konuşmak, dans etmek, bisiklete binmek, tırmanmak, okumak, yazmak, yemek yapmak, el becerileri geliştirmek vb. sayısız yeni davranış ve yeteneği öğrendik, kazandık ama nedense belli yaşlara ve/veya sosyal durumlara geldikten sonra çoğumuz yeni yetenekleri öğrenmek için kendisine limit koyuyor.
Sahi neden? Bunu kendinize neden yapıyor, doğum hakkınızı neden kullanmıyorsunuz?
Genleriniz Kaderiniz Değildir kitabımda yer alan günlük önerileri adım adım uygulamaya başladığınız andan itibaren kendinizin bu yaşamdaki en iyi versiyonuna doğru çok keyifli bir dönüşüme girecek ve hem bedeninizin, hem de zihninizin sınırlarını genişletmeye başlayacaksınız.
Çok heyecanlı değil mi?
Belki de,
• Bugüne kadar kendinizi daha iyi hissetmek için denediğiniz hiçbir tekniğin işe yaramamış olduğunu düşünebilir,
• Öğrendiklerinizi uzun vadede sürdürülebilir bir şekilde uygulama güçlüğü ile karşılaşmış olabilir,
• İdeal bedeninize sahip olmak için başlanan diyetlerin sonunu getirememiş veya getirseniz dahi daha sonra eski yeme alışkanlıklarınıza dönmüş olabilir,
• Düzenli hareket etme alışkanlığını kendinize kazandıramamış olabilir,
• Başladığınız projeleri tamamlamadan, yarım bırakmış olabilir,
• Heyecanınıza ortak olan, sizi hayalleriniz için gönülden destekleyen yakınlarınız olmamış olabilir,
• Kendinizi sevdiklerinize adayarak, kendiniz ama sadece kendiniz için belki de hiçbir şey yapmamış olabilirsiniz.
Bu tür örnekleri sonsuz sayıda çoğaltabiliriz...
Neler yaşamış olursanız olun şimdi kısaca bugüne kadar yaşamış olduğunuz hayata bir dönüp bakmanızı istiyorum sizden.
Sevinçleriniz, başarılarınız, üzüntüleriniz, sevdikleriniz, pişmanlıklarınız, öfkeleriniz, kendiniz de dâhil olmak üzere affedemedikleriniz, okul hayatınız, iş hayatınız, arkadaşlarınızla, çocuklarınızla ve tüm sevdiklerinizle olan ilişkileriniz, evlilik hayatınız vb. gibi yaşamınızda sizi bugüne taşıyan, bugüne getiren tüm deneyimlerinizi hızlıca bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçirin...
Ve şimdi tekrar bu ana gelin.
Ve gelecekle ilgili hedeflerinizi, hayallerinizi düşünün.
Yaşamınızda gerçekleşmesini istediğiniz o konuyu buldunuz değil mi?
Şimdi kendinize samimi olarak sorun:
• Yaşamınızda memnun olmadığınız bir durum var mı?
• Sinir sisteminiz zayıflamış ve sık sık kolaylıkla kontrolünüzü kaybediyor olabilir misiniz?
• Gün boyu stres seviyesi çok yüksek olan bir işte çalışıyor ve kronik stresin yaşamınızın bir parçası olduğu gerçeğini mi fark etmeye başladınız?
• Anksiyete sebebiyle rahat nefes alamıyor ve geceleri uykusuzluk mu çekiyorsunuz?
• Gelecek kaygısı ile sürekli endişeleniyor musunuz?
• Düşüncelerinizde esnekliği yakalayamıyor musunuz? Sık sık obsesif ataklar yaşıyor, çevrenizdekileri kırıyor ve hatta kendinizi de yeni deneyimlere kapatıyor musunuz?
• Her gününüzün bir önceki günün aynısı olduğunu düşünerek, günlük hayatın sıkıcılığından yakınıyor musunuz?
• Peki, sihirli bir değneğiniz olsa ve bu değnek ile yaşamınızda istediğiniz değişiklikleri yapmak için sonsuz sayıda hakkınız olduğunu bilseydiniz, yaşamınızda sırası ile neleri değiştirir, ne yenilikler yapardınız?
Tüm açıklamalardan sonra aslında sihirli değneğinizle birlikte doğmuş olduğunuzu artık anladınız değil mi?
Sihirli Değneğiniz Beyninizdir!