► Zayıf Bağışıklık Sistemi
Sayısız araştırma dengesiz uyku düzeni ve uyku bozukluklarının bağışıklık sistemini zayıflattığını belirtiyor. Aslında bunu bilmek için herhangi bir araştırmaya ihtiyacımız yok değil mi? Hepimiz sadece bir gece bile az uyduğumuzda ertesi gün kendimizi bitkin, halsiz ve neşesiz hissetmişizdir. Veya çok çalıştığımız ve az uyuduğumuz bir hafta sonrasında nezle, grip, migren ağrıları vb. gibi semptomlar yaşamışızdır.
Yeterli uyku alınmaması ve uyku düzeni bozuklukları otoimmün yani bağışıklık sistemi rahatsızlıklarını tetikliyor ve hastalıklardaki iltihabi durumların iyileşmesini olumsuz olarak etkiliyor.
Bağışıklık sistemi için büyük önem taşıyan Timüs bezinden salgılanan T hücreleri hastalıklarla savaşmak için önemli bir rol oynamaktadır. Dengeli bir uyku düzeni sayesinde T hücreleri lenfatik sistem düğümlerine daha rahat ulaşma olanağı elde eder. Ve böylece doku ve bağışıklığı güçlendiren bu hücreler, hücrelerdeki artık maddeleri toplama görevi yapan lenfatik sistem içinde optimum düzeyde dolaşmaya başlayabilir.
Sonuç gece 22.00- 06.00 saat aralığında kaliteli olarak uyunan 7-8 saat aralığındaki uykular bağışıklık sistemini güçlendirir ve her an, etrafımızda olan hastalıklara karşı kalkan görevi görür.
► Ağır İşleyen Detoks Mekânizmaları
Fiziksel bedenin günlük olarak kendini tamir ettiği ve yenilediği saat dilimi gece 22.00-02.00 ve zihinsel bedenimizdeki detoks saatleri ise 02.00-04.00 arasındadır demiştik.
Bu, her gece 24.00 ve sonrası yatağa girenlerdenseniz, bedeninizin otomatik olarak yaptığı tamir ve yenilenme işlemlerinin randımanlı olarak çalışmasına engel oluyorsunuz demektir. Bu sadece yediklerimiz ile ilgili bir detoks süreci değildir. Bu saat dilimlerinde gün boyunca gördüğümüz, işittiğimiz, tadını aldığımız, dokunduğumuz, kokusunu duyduğumuz yani 5 duyumuz vasıtasıyla algıladığımız her şey ve bu algılarımızın yarattığı duygu, düşünce ve hislerimiz dönüştürülerek, metabolize olur. Beden ihtiyacı olan bölümleri kullanmak üzere alıp, geri kalan atıkları bedenden tahliye için hazırlar.
Bedeninizin her gün otomatik olarak gerçekleştirdiği bu mükemmel detoks sürecine yapacağınız en büyük destek ise hiç şüphesiz düzenli ve yeterli bir gece uykusu rutinidir.
► Düşük Performans
Dengeli bir uyku düzeninin performansı ve konsantrasyonu artırdığı, istenilen konuya dikkat ve odaklamayı kolaylaştırdığı tartışılmaz bir gerçek.
Uykusuzluk sebebiyle yaşanan iş ve trafik kazalarını zaman zaman duyarız. Uykusuzluk, potansiyelimizi kullanmayı oldukça sınırlar, sağlıklı düşünemeyiz, karar verirken yanlış yapma olasılığımız yükselir.
Bu sebeple özellikle sirkadiyen ritimlere uyumsuz, vardiyalı çalışma saatlerine sahip olanların meditasyon yapmaları hayati derecede önem taşır. Çünkü yapılan klinik araştırmalar neticesinde 30 dakikalık bir meditasyonun, sağlıklı bir gece uykusu kadar psikolojik dinlenme sağladığı kanıtlanmıştır.
► Depresyon ve Anksiyete Eğilimi
Özellikle 02.00-04.00 saatleri arasında uykusuzluk çekenlerde psikosomatik rahatsızlıklar olan anksiyete ve depresyon eğiliminin çok daha yüksek seviyede olduğu gözlemlenmiştir.
Çok ağır depresyon içinde olanlar yaşamdan kaçmak ve unutmak için gündüzleri dahi sürekli uyumak isterler evet ama bahsettiğim kesinlikle bu değil.
Uykusuzluk halihazırda yaşanan anksiyete veya depresyon belirtilerinin çok daha şiddetlenmesine yol açıyor. Ruhsal sağlığın ilk şartlarından biri de şüphesiz dengeli bir uyku düzeninde saklı.
► Beyinde Sinir Ağı Hasarı
Birçoğumuz birkaç gün üst üste uykusuz kalınca bunu gelecek zamanda telafi edebileceğimize veya hafta içi uyunan az uykuları, hafta sonu daha uzun saatler uyuyarak giderebileceğimize inanırız. Gerçekte bu mümkün değildir. Öyle ki Pennsylvania Üniversitesi araştırmacı doktorlarından Sigrid Veasey yetersiz uykunun beyin nöronlarında kayba yol açtığını belirtiyor.
5000 yıldır insanların deneyiminden geçmiş olan Ayurveda, ayurvedik yaşamın temel prensipleri ve son klinik araştırmalara göre tüm bu uyku bölümünden çıkardığımız sonucu özetlersem,
22.00-23.30 arası yatağa gitmemek için eğer aşağıdaki bahanelerden birini veya benzerini söyleyenlerdenseniz, yeterince uyuduğunuza inanıyor olsanız dahi bu doğru değil.
-
Gündüzleri vaktimi işime, aileme, sevdiklerime, derslerime vs. ayırıyorum ama geceler sadece benim.
-
Geceleri daha rahat çalışıyorum ve daha yaratıcı oluyorum.
-
Akşamları erken yatınca sanki hayattan bir şeyler kaçırmış olduğumu düşünüyorum.
-
Hayatımın 1/3’ünü uyuyarak geçirmeyi ziyan olarak görüyorum.
-
Eve zaten 20.00 de geliyorum. Yemek ardından biraz rahatlamak için TV seyretmek veya ipadden dünyada ne olup bittiğini takip etmek için biraz haberlere ve sosyal medyaya bakmaya başladığımda saat zaten 24.00 ve üstünü gösteriyor oluyor gibi söylemlerle zihninizin daha fazla bahane yaratmasına izin vermeyin.
Her bünye tipinin ve her yaşın fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengesi için 22.00 – 08.00 saat aralıklarında olmak üzere, ortalama 7-8 saat arası uykuya ihtiyacı vardır.
Uzun lafın kısası siz siz olun, sağlıklı ve mutlu yaş alma yani Well-Aging sürecinin ana kapısından girmenin yolunun dengeli bir uyku düzeninden geçtiğini unutmayın.